öyle sinir bir telefon ki sadece nette değil mesela mesaj yazıcam pat hafıza dolu veya fotograf çekicem pat hafıza dolu binpişmanım aldığıma. düzelicek gibi de görünmüyor.

vereyim garantiye de uğraşsınlar

symbian rulz.

opera mini kullanirsan bu sorunu yasamazsin.

bende de var aynı eziyet. program açılmıyor. hafıza doluymuş. tema bile kullanmıyorum hafızadan yemesin diye

çerezleri internet geçmişini falan sık sık silmek lazım nokialarda.

unutamadıysa her an dönme ihtimali vardır. riskli bir durum. benim başıma da geldi. dönmüştü geri eskisine. benim kuzen nişanı atmıştı falan bu yüzden. sıkıntı var.

Eski ilişki kafada bitirilmeden yenisine başlamak çok tehlikeli de burada sanıyorum durum unutamamak değil de eski sevgilinin biraz yılışık olmasıyla ilgili koruma içgüdüsü hani gereksiz yere sorun çıkmasın gibi. Zamanla geçer bu durum.

Ama ana soruyu olaydan bağımsız ele alırsak yapabileceğin bir şey yok, eğer varlığın unutturmuyorsa kabullenip yollar ayrılmalı, unutulmamalıki bir aşk ancak yeni bir aşkla unutuluyor o yüzden unutulmamış durumu da biraz sakat bir durum oluyor haliyle.

Eve dadanmak ne demek ya bsg desin polis çağırıyorum desin. O dengesizin saçma davranışlarını siz mi çekeceksiniz. Bazı kızlar çok yumuşak başlı oluyor bu manyaklara. İstemeseler de bunları yaşamak ya da onu tekrar görmek, net olamıyorlar. Bence net olması için ısrar edin yoksa sizin için hoşlandığınız kız olmaktan iki adım ileri gitmez.

lunedor güzel açıklamış. kafada bitirmişse zaten o ilişki bitmiştir. artık olay eski sevgilinin verdiği rahatsızlık neticesinde saçmalığı, yüzsüzlüğü artık ne dersen de onunla ilgili. bu durumda senin de zarar görmeni istemiyor, bu zamanlarda biraz sabır.

bişi yapılamaz. unutacağı varsa unutur yoksa unutmaz. bu konuda senin elinden bişi gelmez. kendi haline bırak kararını versin.

hacı bu sürede düşünmeden çakıyosun. ayrılır veya dönerse ona göre takılırsın. şimdiden plan neyin yapma.

tenezzül etme. yara bandı işlevin yoksa tabi.

harita.yandex.com.tr ?

yandex'te gördüğüm kadarıyla semt sınırı vs gösteren bir şey yok. ya da ben bulamamış olabilirim

wikimapia.org

öncelikle başınız sağolsun büyük bir acı, sabırlar diliyorum.
burada yazar bir arkadaşımız vefat etmişti aylar önce. ekşi yönetimden girmiş olduğu tüm entryleri istedik. annesi hala açar okur entrylerini. ben de arada bir okuyorum çok garip sanki yaşıyo rda yeni yeni bir şey söylüyor gibi. bu arada ekşideki nickini söylerseniz nick altına heber mahiyetinde yazılması gerekir bence. çünkü reelde tanıyanlar kadar sadece sözlükte tanıyan arkadaşları da vardır.

çok klasik olacak ama bu tip acılarda 5 aşama vardır derler.
o 5 ünü de yaşamanız gerekiyor.

1- Şok ve red etme
2- Acı ve suçluluk duygusu
3- Sinirlilik ve pazarlık etme
4- Üzüntü ve depresyon
5- Kabullenme

Bu aşamaların arası bazen 1 er gün, bazen 1 er hafta, bazen 20 sene bile olabiliyor.

babamı kaybettigimde 19 sene önce, çok küçüktüm, 11 yaşındaydım, anlamaz diye sanırım önce sakladılar, sonra söylediler, bi saçmalık yani.

Ben 25 yaşında bile koca adam, hala bir gün gelecek, aslında ölmemiştim diyecek diye bekledim. 25 yaşında bir terapist yardımı ile kabullendim ve kapattım.

Babam çok komik bir adamdı, çok neşeli bir adamdı, onu artık gülerek hatırlıyorum.

Çok çok çok zor bir durumdasın, benzerini yaşadım, boş boş ahkam kesmiyorum.
Başın sagolsun.

kafana göre antideprasan alma. eğer ki eğilimin varsa o ilaçlara, ilk tedavin bu şekilde olsun. başın sağolsun.

başınız sağolsun.
zor süreçtir normal yaşama dönmek. özellikle beraber büyüdüğünüz birini beklemedik bir zamanda kaybetmek kadar acı veren bir şey yoktur. lakin hayat devam ediyor ve ne olursa olsun gücünüzü toplayıp kendinizi ayakta tutmanız gerek.
etrafınızdaki insanlardan uzaklaşabilir, yalnız kalmak isteyebilir, boşlukta hissedebilirsiniz kendinizi ki bu normaldir.
ama dikkat etmeniz gereken en önemli husus, hala hayatta olduğunuz ve çevrenizde sorumlu olduğunuz insanların olduğunu, özellikle anne ve babanıza her zamankinden daha çok yakın olmanız gerek. onların da buna ihtiyacı var çünkü.

ayrıca @ground'a katılıyorum, merhum abiniz sözlük yazarıysa yönetime nikini söylemeniz halinde entryleri alabilir ve nickaltına bu elim olaydan ötürü bilgilendirme yapılmasını sağlayabilirsiniz.
en azından abinizin sözlük üzerinden görüştüğü kimselerin haberdar olmasına yardımcı olunur.
başınız sağolsun...

çok kötü hissediyorsanız kendinizi mutlaka psikolojik destek alın.

allah rahmet eylesin. mekani cennet olsun.

biraz bazi kötü düsüncelerden ve ruh hlinden siyrilmak icin zamana ihtiyacin var.

sürekli bir seylerle mesgul olmak cok yararli olabilir. cok gerekmedikce, doktor da uygun görmedikce ilac kullanmamalisin. mesgaliyet bu tür aci zamanlarda, ruhsal olarak odaklanmani hafifletir.


büyük üzüntü tabi ama ne yapalim, hepimizin basinda, yasiyoruz.

Rabbim abiminin mekanını cennet eylesin.. Allah'a yönel abi, hepimiz gidicez. En iyi çözüm bu diye düşünüyorum. Önce abin gitti. Sırada bizler..

başınız sağolsun...
öncelikle sizinle aynı şeyleri yaşayan biri olarak sizi benden daha iyi anlayan ancak başına aynı bir şey gelmiş biri olacaktır. başımdan geçenleri sırasıyla yazayım, belki size bir faydası olur..

bundan birbuçuk sene evvel kız kardeşimi durduk yere rahatsızlandığı için hastahaneye götürdük. doktorlar önce zatürre dediler ama detaylı bir araştırma sonucunda aort damarının yırtıldığını anladılar ve ameliyat ettiler fakat kurtaramadılar. herşey 24 saat içinde olup bitti.. yaşadığım şok sizinkine benzer bir şey bir anda kardeşim yok oldu..

başlarda hiçbirşey anlamıyor insan, kendi ellerimle defnettikten birkaç gün sonra sanki tatildeymiş gibi, hafta sonu gelecekmiş gibi hissettim. ama bu süreçte her gün yanına gidip, toprağına çiçekler ekiyordum.. bir süre sonra durumun farkına varıyorsun, ortalama 10-15 gün sonra yani, işte en zor zamanlar o zaman başlıyor. fotoğraflara bakıp ağlamalar, özlemeler vb şeyler.

bu zamanlarda aileyi toparlayacak biri gerekiyor, bu kişi otomatikmen ben oldum. aileyle daha fazla zaman geçirmek gerekiyor, yeni anılar yaratmaya çalışmak gerekiyor. hep eskide yaşanırsa bu bunalım gerçekten hiç bitmiyor. bu dönemi olduğunca hareketli geçirmeniz gerekiyor, ki biz öyle yaptık. sürekli ailemle vakit geçirdim, aylarca yakın arkadaşlarımın hiç birini aramadım.. tamamen çekirdek aile olarak takıldık, yeni yeni anılar edindik, hayatımızı bu şekilde sürdürmeye devam ettik. hiçbir şekilde ilaç kullanmadık. bu süre içinde canınız çok sıkıla bilir, bende öyle oldu, kendimi yemeği verdim ve biraz kilo aldım. o andan sonra sizin için hiçbirşeyin önemi kalmıyor, ve hiçbirşey o andan itibaren eskisi gibi olmuyor. bu yüzden planlarınızı tekrardan yapmanız gerekiyor.. okuyorsanız okulunuza daha sıkı sarılıyorsunuz ki bende böyle oldu. sevgiliniz varsa artık herşeyiniz o oluyor ve ona sarılıyorsunuz. ben bu süreçten sonra evlenme kararı aldım mesela..

Birbuçuk yıl geçmesine rağmen hala çok taze bir olay, aklımıza gelince hala çok üzülüyoruz ama bu hayata küsmemize bir sebep değil. Klişe olacak ama hayat gerçekten devam ediyor, sevdiklerimiz ki bu rahmetli abiniz de dahil sizi üzgün görmek istemezdi diye düşünmelisiniz.


size tavsiyem abinizin mezarına gidin, rahatladığınızı hissedeceksiniz. ben yanına gittiğimde saatlerce ayrılasım gelmiyor, içim rahatlıyor.

hepinize teşekkürler..
@yedinumara, başka çare olmadığını yoğun bakıma yattığı gün anladım. o orada makinelere bağlı yatarken ve doktorlar "yapabileceğimiz bir şey yok, mucize bekliyoruz" dedikten sonra illa ki yönelmem gerektiğini anladım. ve gerçekten rahatlatıyor
@baterist, başınız sağ olsun. abimi aniden kaybetmedik, 12 gün bekledik ama şuuru hep kapalıydı. fakat sonuç aynı, bir şey oldu ve biz onu kaybettik. doğrusun, ailecek takılmakta fayda var. farklı şehirlerdeydik ama insan mutlaka pişman olacak bi şeyler buluyor."keşke daha çok görüşseydik" vs. bu üzüntü tazeliğini hiç kaybetmeyecek korkarım. ama hani zaman her şeyin ilacıydı?

@cruseo, öncelikle başınız sağolsun, mekanı cennet olsun babanızın. bu evreleri ben de üniversitede öğrendim ve emin ol ki bunları bilmek sadece sınavda doğru cevabı bilmeye yarıyor. bu evrelerin hepsi içiçe geçmiş durumda şu anda. sırası yok, öyle işte...

@tiktak keşkeler için artık çok geç oluyor malesef, işte hayat en çok bu noktada acıtıyor. insan suçluluk duyuyor ona karşı ama şu anda yapabileceğin hiçbirşey yok. şu süreç içinde anneme keşke dediği için hep kızdım, her keşke dediğinde yaranın üzerine tuz serpiliyor. oysa yaranın kapanıp izinin kalması gerekiyor. işte o iz de bundan sonraki hayatını yaşarken hep sana yön veriyor. mesela bende keşke dememek için hiçbir şeyi ertelememe gibi bir ruh halim oluştu.

yazdıklarım sana çok katı gelebilir ama ben koyu bir balık burcuyum, neler yaşadığımı bir ben bilirim. zaman'ın gerçekten bir tanrı olduğunu yaşayarak öğreneceksin.

üzüntü hiçbir zaman eksilmeyecek, sadece bazen arkaya gidip bazen öne gelecek. düşünsene ikiz gibi büyüdüğüm kız kardeşimi kaybettim, tüm bilinçaltımda ondan parçalar var, unutmak mümkün mü?

ama son olarak sana tavsiyem mümkün olduğunca ailenle vakit geçirip durumu birlikte atlatmaya çalışın, böyle bir dönemde insan tek kalınca olayların içinden çıkamıyor..

Mekanı Cennet olsun...

kolay mı! insan çektiğini çektiklerini biliyor. ama acı ancak yardımla öğreniliyor. geçmiyor hafiflemiyor ama onunla nasıl yaşanır biliniyor. bir arkadaşım trafik kazasında tüm ailesini birden kaybetti ve yaklaşık 3 yıl sonra ilk tebbüssümü gördük. mezarına git bence ve avazın çıktığı kadar bağıra bağıra ağla. mutlaka destek al,zamanla iyileşiceksin onunla her daim onunlaymış gibi yaşamayı öğrenerek. en çok anne ve babana zor. allah onlarında yardımcıları olsun

Kokusundan anlar esrar olmadığını. Anlamazsa da edebilir.

Sigara fiyatlarından sonra herkes sarıyor artık. Etraf tütün dükkanı doldu. Bir şey olmaz.

herkes sarıyor. polisler de mağarada yaşamıyorsa biliyordur. hiç öyle birşey yapıldığını duymadım, görmedim. paket tütün sarıyorsan paketi gösterirsin en kötü.

bundan 5 6 sene evvel 4 erkek 1 kız -apachi styla :)- bir jandarma mekanının yanındaki boşlukta djarum içiyorduk. devriyede polis geldi. bir süre uğraştırdılar bizi. ama öyle olaylı değil, zorlamak istediler biraz. neyse biraz muhabbet ettik sonra adamlarla. allah için çok iyi iki insandı. daha yetkili olan daha çok muhabbet etti. djarum'u duymamış, velakin esrarın ne olduğunu biliyorum, kokusundan, o insanın bakışından anlarım demişti. böyle yani, genelde anlar. niyet önemli tabi. ha yine de, risk almak gerekli midir bilemem. senin tercihin.

bir de zaten sarma sigaraya alıştı insanlar. neyin sigara neyin esrar olduğunu -atıyorum ama- yoldan geçen herkes biliyor.

aynen herkes sarıp içiyo artık.

yalnız biraz ince sar, tecavüzcü coşkun'un içtigi sigaralar gibi 2 başparmak kalınlığında olmasın :)

Ben de sarıp içiyorum, hiç böyle bir şey gelmedi başıma. Hatta bir keresinde rastgele denk geldiğim bir polis aramasında polis çantamdaki tütün paketini görünce şöyle bir bakıp geçmekle yetindi, nerden alıyosun memleketten falan mı getirtiyosun dedi, geçti. Yani sıkıntı olmuyor hiç öyle.

saolun arkadaşlar :)

çok malı ya da yeni mezun denk gelmedikçe bir şey olmaz.

kese?

kese yapsın ölü deriyi atsın, gece giderken de fondöten sürsün

kese ve aloe vera'lı bir krem ya da düz yanık merhemi kullanmalı, balo günü de fondöten falan denemeli, başka şansı yok.

kese tek yolu. kadın kısmı için bu kadar önemli bir gece öncesinde böyle bir hata yapılır mı yahu?

Müşteri hizmetlerini aramayı denedin mi ?

sen yine sessiz izleyebilmişsin ben onu da yapamadım.gitti iki gündür yayın yok.gelicez dediler dün gelmediler.merkezdenmiş problem.birazdan dördüncü kez aramış olucam.böyle işlerde kötü konuşmak gerekiyor herhalde.

vişne, emeğine yüreğine sağlık kardeşim. hiç aklıma gelmemişti.

uyumlulukları değiştirdiysen bi de yönetici olarak başlat.

onu da denedim yemiyor.

o iş tamamen tesadüf. farklı 3 pcde kurdum. ikisinde çalıştı. 2 xp, bir w7 sistemlilerdi bu arada. kısmet işi :)

skype gerçekten yardımcı oluyor

e iş bulmaya çalış. detayları ver yardımcı olmaya çalışalım.

benim burda 1 senem daha var okulda :(

1 yıllık ilişkiymiş yahu, 1 sene dayanabilirsiniz. çok zor bir şey evet ama dayanılır yani, hiçbir şey değil, gerçekten.

ya özlemi azaltmanın bi yolu var mıdır...

-yok.

ama ben öyle çok seviyorum ki aynı şehirde bile 1 gün görmeyince özlemden ölüyorum.

-her gün daha çok ölsen de umutların yaşatacak seni.

uzak mesafe ilişkilerine hep karşı olan bir insandım

- kimse bayılarak girmez bu yola. uzak mesafe ilişkisi tercih değil mecburiyettir. çünkü 1 gün görmeyince öleceğini düşündüğün insandan ayrılmayı aklına bile getiremezsin. katlanırsın zor olsa da.

kesinlikle kolay değil. hatta çok zor. telefon var internet var. yetmez elbette ama idare eder. mutlu sonlar iyidir. öyle alıştık biz çocukluktan, filmlerden, dizilerden...

git gel yapsın.

bir de nereye giderse gitsin muhtemelen asgari ücret civarında çalışacak. unutmasın onu.

çok mutluyum gitmeyecek çünkü bugün işyeryle anlaştı asgari ücretten fazlasını veriyrlar. yanımda kalacak yani :) paylaşmadan edemedim.

sınavdan yaklaşık 1 ay sonra açıklanır.

vapurda sigara icmek yasaklanmamis miydi?

en son arkadaşa yemin ettirdim 1 ay içme diye haliyle bende ettim.1 ay içmedik.1 ay sonra aynı günün sabahında paketi aldım.bu arada hangi çöp kutusu o ? malum zam gelecek heba olmasın.

görevliler kontrol etmiyor pek, nawres. içmek isteyen içiyor her türlü. yani ben bugüne kadar içiyordum sürekli. görünce de söndür diyorlar, ceza falan yok.

@seindfeld, 1 ay içmemişsin işte ne güzel. niye gidip alıyosun paketi amk. deli mi sikti? ne güzel beynin bile yavaş yavaş uyum sağlamıştır o zaman sigarasızlığa, gidip eşeğin önüne karpu kabuğunu atmışsın.

vapurdan inip eminönü alt geçite doğru yöneldiğinde, soluna çıkan ilk turuncu çöp. run forrest, run!

sigara için evet fizyolojik bağımlılık süreci var. ama kendi deneyimimi de katarak söyleyebilirim ki: eğer kafanıza yeterince koyarsanız bırakırsınız.

anne 9 sene önce bıraktı. aynı senin gibi. bir anda. sonra 2 kere daha içmiş.

ben yılbaşından önce bıraktım. ayda 1 falan olmak üzere arada içiyorum. içerken de çok içmiyordum aslında ama beyin bedava çıkardım hafızadan olayına ben de girdim. öyle bıraktım. hatta yılbaşında bırakıcaktım dedim niye bekleyeyim

öncelikle sigara içilen ortamlara bir süre pek girme. daha sonra sigarayı bağdaştırdığın yer/şeyler için başka bir şey bul. mesela dedin ya vapurda alırım çayımı yakarım sigaramı. o sigara yerine başka bir şey koy işte. ama yiyecek olmasın bu yoksa kilo alırsın. ne biliyim kitap oku, müzik dinle falan. sudoku al yanına yeni hobin vapurda çay + sudoku olsun gibi

bir de sigaranın sana yaptığı maddi ve manevi zararı düşün arada. maddi zarar bende daha etkili. "lan şimdi sigaraya 7 lira versem, 2 günde bir alıyodum ayda şu kadar lira yapar onun yerine ayakkabı alırım" falan diyorum.

bir süre sonra (alışkanlıkların değiştiğinde) geçiyor zaten. 10 haftadır falan hiç içmiyordum (ondan önce 3 gün arka arkaya 1er tane içmişliğim var), 3 gün önce 1 tane içtim, böyk valla boğazım ağrıdı

not: annem de 4-5 gibi kahveyle sigara içerdi. önceleri kahve içmedi. sonra kahve içmeye başladı. ve o sırada şunu fark etti, aslında sigara değil de o sırada böyle bir yalnızlığı seviyormuş, hani mutfağa çekilip rahatlama olayı falan. onu farke dince sigara içerim korkusu da kalmadı

tekrar başlamaktan korkuyorsan alen carr "sigarayı burakmanın kolay yolu"nu oku.

henüz 3. saatinde buraya yazmaman lazımdı :)

video.google.com

farabi'nin vermiş olduğu bu videoda 23:35 teki çocuğumuz theon grevjoy değil midir?

daha 3 saat geçmiş. insaf ya.. 3 saatte sorgulamaya, düşünmeye başladıysan daha önünde çok yol var demektir.. daha bunun çok sert geçecek ilk haftaları var. alkollu ortamı var. sinir stres yaptığında ya da seni hüzünlendiren bi şarkı dinlediğinde sigara içmemek için tişörtünü kemireceğin anları var. bırak 3 saati, 3 hafta geçse bile sigaraya dönme ihtimalin şimdikinden pek farklı olmayacak. önünde gerçekten "sigarayı bıraktım" demek için birkaç ay var yani. bu kadar erken heyecan yapma ve gözünde büyütmemeye çalış. büyüttükçe sigarayı daha çok düşünür, onu daha da değerli kılarsın çünkü.

@la noix,
kafama yeterince koydum valla. okula uğradım bugün, yanımda duman bulutu eşliğinde tiryaki arkadaşlarla takıldım. dediğin gibi sigara tiryakiliğinde esas rol fizyolojiden ziyade zihinde. biraz da işi nefsimle kendi aramda bir inada çevirdim. şu saate kadar hiç canım istemedi. ama sigara içerken yaptığım şeyleri (kahve içmek gibi) yapmamaya çalışıyorum. akşam evde millet içerken nasıl hissedeceğim önemli. o hissiyata göre kestiririm büyük ihtimalle ilerisinde ne olucağını. ama bıraktığımı hissediyorum ya.

@sanzelize canavarı, sir gawain,
dostum şu an bıraktığımı ve bunu sürdürebileceğimi hissediyorum. niyetlendim, bıraktım, sürdürmeye çalışıcam. iddialıyım. pakedi sahaya gömücem!!!11bir1!11

ben salçayı sulandırıp kavuruyorum, kimyon, karabiber.

tereyagi kizdir dok ustune peynir varsa icine kat azicik. ya da yogurtla bulamac yap . istersen ketcap da sikarsin nolcak ki .

salça sevmem
tereyağlı makarna hiç sevmem :P
margarin koyucam
neyse yoğurtla deniim bari

salatalara koyuyorum bazen.

Mantı gibi yemeyi dene ;)

kıymalı mı yani?
ay yok

peynir + terayağı

salça-kıyma-yoğurt-ketçap filan karıştırma.

eritme peyniri veya yumurta da güzel oluyo.

faslilarin ve cezayirlililerin yaptigi gibi haslanmis sebze veya et,tavuk gibi bir seyle de deneyebilirsiniz.ben pek sevmem ama belki sizin hosunuza gider.

abi bunların alayı şehirli. kuskus nasıl yenir biliyormusunuz_? ekmek ufak ufak böyle işaret parmağının tırnağı kadar parçalara ayrılır. tereyağında kızartılır, istersen margarin de olur. sonra kuskusa dökülüp karıştırılır. çok güzel oluyor lan.

toz şeker atınca içine güzel oluyor.

eritme peynir. efsanedir. bir de ananem havuçlu kıymalı bir şeyler yapar. süper olur.

kuskus sade, yoğurtla ya da yemeğin suyuyla yenir.

spagettiye de ketçat mayonez koymayın, ilkokul çocukları yer öyle anca. bir domates sosu yap. spagetti domates sosuyla yenir. (salça olmayacak.)

makarna salatası gibi yapabilirsin. yoğurt, biraz mayonez, turşu, mısır, havuç ve hatta minik minik kesilip acı biberle kavrulmuş tavuk parçaları.
yazarken acıktım :D

kuskus peynirle yenir.

Adı ''kuskus'' olan şey yenir mi ki?

tarhana tozunu zeytinyağında kavur (az zeytinyağı,biraz fazla tarhana.) tarhana kıtır kıtır olup biraz rengi değişince karıştır kuskusla. yöresel bir karışım.

not: duyuruyu bulana kadar canım çıktı. hatırım için bir dene.swh.

közlenmiş patlıcan ile..kesinlikle süper oluyor

sadece firefoxda böyle bir sorun varsa adobe flash playerı güncelle. kaldır tekrar kurmayı dene.

yaptım. olmadı maalesef.

bence de tanım yapmamışsın..

ahahahah ille de yani "turgut özalın malatyalı olduğunu nasıl açıklayacak kişi" mi yazmak gerekiyor. saçma!! bence de doğru.

moderasyon insiyatifi.. başkası silmeyebilirdi o an denk gelen moderatörün kendi görüşüdür.

tanım değil. yani mehmet berk başlığındaki tek entry olsa ve tanımayan birine okutsan anlamsız oluyor değil mi? ya da ne bileyim referans falan verilir bazen bir başka entry üzerinden.

bence olmuyor ki anlamsız. adam savcı sonuçta, tanımayan biri de heralde orada berk dememle başlıktaki berk'i nitelediğimi anlamaz mı ki:)

BENCE DE TANIM DEĞİL.YORUM OLMUŞ DAHA ÇOK.

geçerli ispiyon, geçerli entry silinme.
tartışılacak yanı dahi yok. silmekte haklılar

Entry'nizin legal sayılması için hiçbir neden yok maalesef. Bir entry'nizde başlıktaki ifadeyi kullanıyor olmanız ya da başlıktaki kelimelerden birini cümlenizde geçiriyor olmanız entry'nizi legal kılmak zorunda değildir. Entry'leri okurken tam olarak "Bu entry ne anlatıyor? Kattığı bilgi (Önemli, önemsiz, doğru, yanlış, kişisel ya da değil hiç fark etmez) nedir?" diye soruyoruz. Sizin bu entry'nizde bize verilen herhangi bir cevap yok. Aksine forum yapıyor ve "Savcı Berk bunu nasıl açıklayacak?" diye bir soru soruyorsunuz. Dolayısıyla, net bir şekilde formata aykırıdır.
İyi günler.

web.itu.edu.tr

böyle doktora yapılmaz onu söyliim

doktora değil :)

şimdi o ağrının birçok sebebi olabilir.basit bi üşütmeden soğuk rüzgar yemekten zatüreye ,zatüreden vereme hatta akciğer tümörüne kadar ciddi sorunları olabilir.bir an önce doktora gitmelisin.o da büyük ihtimal akciğer filmi ister.aile hekimliğine kesinlikle gitme.adam gibi bi hastaneye gitmelisin tam teşekküllü mü diyolar her ne diyolarsa işte.sakın aksatma.

edit:başıma geldi biliyorum

göğüs hastalıklarına mı gideyim, dahiliyeye mi?

kaliteli bir hayat için alkol sigara ve yağlı yiyeceklerden uzak durman gerekecek. acının sebebi ne olursa olsun.

göğüs hastalıkları.

nefes alırken mi oluyo batmalar genelde? dahiliyeye de gidebilirsin ama akciğerinde bi problem varsa tabi ki göğüs hastalıkları ama ya çok alakasız bi sebebi varsa o ağrının ? ben olsam dahiliyeye giderdim.

edit:ben dahiliyeye gittim.adam daha sırtımı dinlerken anladı.sonra film istedi fln.bundan sonrası beni aşar problemin ciddi gözüküyo.göğüs hastalıklarına seni yönlendiriyorum.2.kata çıkmalısın demişti.


edit2:benim ağrılarım nefes alırken belirgin bi şekilde batıyodu.ama sonra çok ilerledi.artık doğrulamayacak kadar rahatsız ediyodu ağrılarım.

valla bence çok bir yükün yoksa gerçi varsa bile 16:00 olan servise bin ne olur ne olmaz. sonucta ucak kaçarsa yandı gülüm keten helva istanbul ne olacağı belli olmaz.

ben de 16:00 gibi düşünmüştüm. teşekkürler, ancak o saatlerde gitmeyi deneyen var mı?

trafigin olmadigi saatlerde 40-45 dk suruyor maksimum.. garanti olmasi icin 16'da binmek mantikli bence de.. cok ekstrem bi durum olmadigi surece 3 saat surmez o yol.. 16'dakiyle her turlu yetisirsin yani..

Kesinlikle 16:00. Biraz erken gitmeniz gerekitğini de göz önüne alın. Yarım saat kala orada olursanız uçağa alınmayabilirsiniz. Sabiha Gökçen'de bu kuralı çok sıkı uyguluyorlar ne hikmetse. 2 kere tanık oldum, bir kere de başıma geldi.

saat 15.00 servisiyle 45 dk sürmüştü. havaş ya da havataş diye aratarak çıkan telefondan arayarak da sorabilirsiniz..

ortalama 1,30 saat. ben geçen cuma 45 dakikada vardım mesela. sen en temizi 4tekine bin.

el şaklatmaca oyna birisiyle hem canın yanar daha çok hırs yaparsın.

Bunun için en iyi yöntem tenis topu.

Teniz topunu karşı duvara atarak havada yakalama egzersizi yapılabilir. Ama dikkat tv-cam-vazo vs. olmamalı ve gürültü olayıda hesaba katılmalı. Tenis topu veya kauçuk top olabilir.

Refleksleri dahada iyi geliştirmenin bir diğer yolu bir uzakdoğu sporu çalışmak. Uzakdoğu sporları konusunda belli bir altyapı olduktan sonra refleks gelişimine yönelik birçok çalışma mevcut. Sadece el-kol değil tüm vücut çalışılır üstelik.

İstanbuldaysan Krav Maga dojosu var Aznavur pasajında. Refleksler için birebir. Niyesi :www.youtube.com

oguzhang +1

tenis topu faydalıdır. küçükken bu şekilde bireysel kalecilik çalışanların refleksleri daha kuvvetli oluyor. büyüyünce zor olur gibi sanki. kırılcak edilcek şey varsa dikkat et. ilk atışta onlar kırılır bir şekilde.

refleks denen şey istem dışı olur, doğuştan gelir, geliştirilemez. sizin dediğiniz şey aslında reaksiyon. bunun da farklı türleri olması lazım. eğer gelen darbelere karşı kendinizi korumak içinse çözüm savunma sporları ve sık sık yapılan kontrollü hareket tekrarlarıdır. bunlar kas hafızanızın güçlenmesini sağlar reaksiyon süresini kısaltır. hızlı düşünmeyi sağlayan, el kordinasyonlarını arttıran pc oyunları, jonglörlük de yardımcı olabilir..

kirmiziyla alakasi bile yok, hakemi cok cok opuyorum burdan ben.

ben olarak hakem olsam sırf kıllığımdan veririm servet'e kırmızıyı. ama kırmızılık bir hareket yok orada.

özetle diktatörlük yaptı ve halkı siklemedi.
bir gün üniversite mezunu işsiz bir genç kendini yakınca da olaylar gelişti.
insanlar ayaklandı, bu da silahla bastırınca sonu ölüm oldu.

temel olarak kaddafi ailesinin ve ülkedeki varlıklı kesimin sefa sürmesi, bunun dışında kalan kesiminse ekonomik açıdan pek iç açıcı halde olmayışı ve siklenmemeleri... batılı güçlerin olayları kışkırtmasının da çok büyük etkisi var tabii.

halkına yaptığı şeyle ilgili değil akıbeti. petrolü dolar yerine "altın dinar" diye tüm afrika'da kullanılacak bir para ile satmak istedi kaddafi, olan biten bu yüzden.
en.wikipedia.org

zeke +1

tunus ve mısır'daki isyanlar demokrasiyle anlaşılabilirdi. hatta mısır için de o kadar problem yoktu da neyse. ama libya halkı kışkırtılmasa şu anda kaddafi sarayında kafasına göre takılıyor olurdu.

klima denesen? maliyetli gerçi ama gece açık bırakabileceğin yegane çözüm.

klima iyidir de taşınmayı düşünüyorum kış bitince, ısıtıcı sadece bu kış için lazım.

bildiğim kadarıyla çoğu ısıtıcı şöyle çalışıyor. mesela 3 dakika açık, 5 dakika mola. gibi. siz bunu üzerinden ayarlayabiliyorsunuz. bu yüzden ayarı azaltıp gece de açık bırakabilirsin.

o tarz aletlerin bir çogu sadece kendisini ısıtmakta. o ufak gözüken bazı sobalarda hayvan gibi elektrik yakanları var. bu durumda senin için en iyi çözüm ufo tarzı olanlar ufak modelleri var öyle kocaman olmayan bir kaç yere sorarsa elbet birinde vardır. hemde daha güvenli olur en azından devrilmeye karşı koruması falan var. gece acık bırakacaksın yerde duracak birşey alma ayagın falan çarpar yakarsın ayagını(bunu yapmış bahtsızlar tanıyorum)

rowenta'Nın çantadan küçük bir modeli var. 12m2'yi gayet ısıtıyor. 90 lira kendisi.

birebir ilişkilidir demek çok doğru olmaz. sosyallik aynı zamanda bir ihtiyaçtır ayrıca.

1. hayır
2. hayır

sosyal olmak isteyen insanın zekasının daha yüksek olma ihtimali vardır. sosyal olmak, hareketli olmayı, sürekli iletişim içinde bulunmayı, aktif olmayı gerektirir. bu da durgun zekayla olacak iş değil.

çok ders çalışan, iyi notlar alan insanlar, asosyal oldukları için değil, amaçları uğruna sosyal olmaktan feragat ettikleri için hareketsizdirler. onlar için akademik başarı; gezmek, eğlenmek, sohbet-muhabbet ve kültürel faaliyetlerden önce gelir.

sosyal olmak var şimdi, sosyal beceri var bir de.

sosyal olmak compadrito'nun dediği gibi olabiliyor ama beceri durumu farklı.
sağ beyin ile sol beyin denen kısımlar var. Biri sosyal/dilsel zeka içinken, diğeri analitik işler için gibi bir şeydi. Genelde de biri diğerinden daha etkin olurmuş o yüzden durum böyle olabilir. Ama çocukluğun, çevrenin de etkisi en az o kadar önemlidir bence.

(bkz: iq)
(bkz: eq)

bir pasaporta 2 yil icinde 1 adet telefon kaydedebilirsiniz ve en son yaptirdiginiz kayit bir oncekinin silinmesine neden olur. yani sizin telefonu kaydeden adam yeni bir telefon kaydetmis o pasaporta boylece sizinki gecersiz olmus.

peki yapılabilecek bir şey yok mudur?

her şeyden önce çözümü nedir?

@orqan, verdiğin cevap doğruysa dünyanın en büyük dolandırıcılık müessesesi bu işler üzerine kurulu demektir.

ancak sanmıyorum doğru olduğunu, 2 sene içinde geçmişe dönük kayıt varsa yeni kayda izin vermeyecektir sistem. yoksa satılık kayıt hakkı diyerek her yurtdışı seyahati sonrası 100er TL toplardı dolandırıcılar.

soruya cevap olarak kayıt yaptırdığınız yere bir sorun, belki teknik arıza falandır.

@orqan: bahsettiginiz sey mumkun degil. sistemden kayit yaptirmak istediginde 2 yil icinde hicbir sart altinda kayit yaptiramiyor.

sanzelize canavari: baska bir problem vardir. pin sifresini deaktif edip tekrar aktif etmeyi deneyin bi. bazen bu tur sacma sorunlari cozuyor.

www.mcks.gov.tr

burdan bi bakın bakalım ne yazıyo kayıt dışı mı ne diyo.

sonrasında telefon kaydını nerde kimin pasaportuna yaptırdınız. tanımadıgınız birinin ise siz kaydı iptal ettirmiş olabilir öyle bi şey oluyomus sanırım.


yabancı pasaport a kayıt ettirdiysen o kişi cift vatandaş değilse 6 ay süreli kayıt oluyo telefon.

uzaylılar var bence, yani olmalılar, ama böyle aman dünyalılara gizli mesaj verelim tadında tarlalara filan şekil çizmekle uğraşacaklarını sanmıyorum.

land art o aslında.

o değil de şu çok fena be: www.youtube.com

adamlar(?) bildiğin ööyle bakıyor tepeden..

hepsi düzmece. amerikan uzay üssü silah kurmak için holywood tadında alıştırmalar yapıyorlar. ufak ama işlevi büyük fikirler bunlar.

ufolar aslında şunlar: yenisafak.com.tr

edit: (bkz: haunebu)

Onun sonradan yapıldığı ortaya çıktı bildiğim kadarıyla

insan yapımı onlar ya. zor bir iş değil. şöyle düşün, uzaylılar gelse neden surat çizsin? veya galaksileri tarlalara resim çizmek için mi aşıyorlar?

bir de carl sagan'ın adını ağızlarına destursuz almışlar, sinirlendim. eğer bu konuları merak ediyorsan ve kendini bilgilendirmek istiyorsan carl sagan'ın the demon haunted world adlı kitabını tavsiye ederim.

cevap halihazırda videonun içinde gizli..

"...eğer tüm bunlar, bazı insanlar tarafından hazırlanmış çok akıllıca bir oyun değilse..."

zira tüm bu safsatalara (tarlalara resimle çizmek ve sonra ortadan kaybolmak vs) mesai harcayacak uzaylılar hayal edemiyorum.. bu tarz gizemci saçmalıklarla ancak insanlar uğraşır..

bir de, sevgili stephen hawking'in de ısrarla üstünde durduğu gibi; bizden medeniyet ve teknolojik açıdan çok daha gelişmiş uzaylılarla karşılaşmak için can atmamız pek makul bir istek değil.. amerika kıtası yerlilerinin gemilerle gelen adamlar neticesinde yaşadıklarını düşünmek, sevgili uzaylılarla karşılaştığımızda neler yaşayabileceğimiz konusunda net bir fikir verecektir sanıyorum..

bu tür şeyler hiç kanıtlanamadı çünkü, uzakta gördüğün saçmasapan cismin gelişmiş uzaylı olduğunu nasıl kanıtlayacaksın ki? adı üstünde UFO. tanımlanamayan uçan cisim. dünyadan veya sanal birşey olma olasılığı daha fazla, bir sürü teknoloji var günümüzde.

tabi bunları demekle birlikte; kanıtlanamadığı olmadığı anlamına gelmiyor. houston we have a problem

national geographic tv'de is it real? diye bir program var. uzaylılarla ilgili olan bölümde bunların nasıl yapıldığı detaylı olarak anlatılıyor..

uzaylı muhakkak var da o uzaylı kafası falan komik olmuş. derin bir mizah anlayışları yoksa ki bilindiği kadarıyla duygusal zekaya sahip değiller, birileri çok feci yetenekli bu işlerde.

hayır, iki çocuk var.

sizce de şifre istemek falan çok saçma değil mi? ben olsam ne isterim ne de veririm.

sacma tabi o istedi ben verdim, ben de bakalım ne diyecek diye bi sorayım dedim :) tutustu su an :)

bu soruya ekşi duyuru resmi cevabı şudur: bu kızdan hayır gelmez.

ilişkinizde güven şifre üzerine kurulduğu için, banka şifrenizi istemediğine sevinmeniz gerek. ayrıca karşı atak olarak şifre isteyerek tutuşturmanızdan da anlaşılacağı üzere kendisi güven duyulacak birisi değil. yani; ayrıl.

DEDİM Ya ver ya da yapcak bisey yok, ulan oncekini de bu yuzden gondermistik bu da , bunlar hep aynı ya da hepsi beni buluyo.

face'leri birleştirmeniz lazım. ortak hesap açın. başka türlü yürümez.

sen o kızı da boşver, kendini de..

kendimi zaten bosverdim ondan umit ettim onu da bosverdim.

hope ender +1

neyin kafasını yaşıyorsunuz tam olarak.

ne kadar ilginç kızlar var ya, bu ne rezilliktir:) facebook şifreni ver haha... arkadaşım dakikasında yol vermediğin için iyice şımarıp saçmalıyorlar işte. Suçun büyüğü sizde.

ne kadar komik ve ne kadar çocuksunuz. kocaman insanların muhabbetlerine bak...

ne yediniz ne içtiniz anlamıyorum ben.sevgili adayından facebook şifresi istemek nedir yahu ?

bence sen onun face sifresini+ kullaniyosa msn sifresini iste. 1 günlügüne de telefonlari degisin, bakalim kizi kimler ariyo. tabi tabi hep gerekli bunlar.

bu nasıl bir özgüven kıza bak arkadaş :D sevgili bile değil sevgili adayı ama msn şifresi istiyor. vay vay vay. uyanık kendininkini de vermiyor. niye? çünkü bir ton erkekle cilveleştiği mesajlar var. yemiyo tabi.

bana da kredi kartı şifreni ver bakalım. o kadar kolay mı kişisel bilgilerinin olduğu bir sayfanın şifresini yeni tanıştığın birine vermek?git bi elini yüzünü yıkadan başka birşey diyemiyorum.

Kız resmen sosyal mühendislik yoluyla hacklemiş sizi.

uc gun icinde o kizla yatma ihtimalin yoksa malin onde gidenisin. Aci ama gercek.

allah bilir koca koca adamlarsınızdır bi de. nasıl bir ilişki anlayışıdır bu?

kız hadsiz, o mesajlarda da başka hemcinslerinle olanlar var. ayrıca kız senden şifre isterken, kendisinden şifre istenme ihtimalini düşünmeyecek kadar ortalama altında. boşver.

ya arkadaşım şöyle kızları dakikasında dehlemiyorsunuz, sonra da "türk kızları niye böyle rerörerö?! vay efendim çok burunları kalkık". yapmayın şöyle şeyler ya...

yaş 13 değilse gidin bi yerde ziyan edin kendinizi

tag houyer diye olabilir ama emin değilim . . .

tag hoğyer

tæg houyer

işte böyle telaffuz ediliyor
www.youtube.com

tag hoğyer

www.forvo.com

tag houyear (tag'daki g k harfine yakın okunur. eu yarfleri yanyana gelince o(u)y gibi okunur, aslında ouy gibi de ooy gibi de okunabilir, o harfi biraz uzatılarak. heuer'deki 2. e, e ile a arası okunur, r harfi de gırtlaktan ve belli belirsiz çıkar, bastırmadan)

Balcova yonune gıden araclardan istifade edeceksin.

buyuk olasılıkla bir otobus firmasından gelecegini düşünürsek binersin ona gelirsin. tabi bunu düşünecek kadar zeki oldugundan bunu seceneklerden kaldrıyoruz. otogarın orda konak arabaları gececek ona bineceksin. konakta inip akm nin önünde duraklar var ordan 169 nolu arabayı bekleyeceksin. anlamadım diyorsan otogarın orada izban var ona binip halkapınarda ineceksin. orda da hemen asagısında yan tarafında otobusler var ordada 169 otobusune binebilrsin.

607 var sanırım.

kardeş servisle geliyorsan balçova tarafına gidenlere bin şöföre söyle önünde indirir.Otobüsle geleceksen 605 nolu otobüse bin oda çok yakınında indirir.Zaten yol üstünde çok bilindik bir yer teleferik diyede geçer bulunduğu mevki

ekonomi universitesinin onune geldiginde arkani don ve dede dagina benden selam soyle.

(bkz: balçova/#17270433)

ortak arkadaş yok muydu ona verseniz?

hediyeleri alın, sonuçta onlar size özel, sizin için alınmış. ama ona ait olan ve o çok sevdiği eşyaları bir kutu yapın. içine bir not yazın, annesine iletin. hatta annesine de " bu kutunun içindeki eşyaları çok seviyordu,onun için değerli ve önemli eşyalar olduğunu biliyorum, ayrı kalmasını istemediğim için güzelce toplayıp getirdim dersiniz."
araya başka insanları karıştırmayın. kendiniz olun, bir de nazik olun. al misketlerini ver bebeklerimi durumuna dönüşmesin iş.

Onlarda seyirde. Yani onun arkadaşlarından benim tanıdıklarım hep aynı gemide çalışıyorlardı da. Arkadaş söz konusu olamıyor o yüzden. :/

insan gibi ayrıldıysanız geri gönderin kargoyla.
yok şerefsizin önde gideniyse koy kapının önüne.

Evet bende öyle düşünüyorum aslında. Dolayısıyla annesini arayıp evin adresini almam sorun olmaz değil mi? Yani her şeye rağmen biraz insan çekiniyor.

@bordeaux İlişkide hep insan gibiydi ama ayrılık aşamasında biraz dediğiniz gibi oldu.

niyetinizi güzelce açıklarsanız sorun olmaz.

ayrılık en munis insanlar için bile çileden çıkarıcı olabilir. ilişkinin geneline bakın. ve ne olursa olsun, siz duruşunuzu bozmayın...

ne gibi şeyler var ki o kolide?

Evet evet haklısınız. Sanırım ben dediğiniz gibi yapmalıyım. Şu kararımı bozmadan da annesini arasam fena olmaz.
Teşekkürler herkese.

@terp Tabii ki aldığı hediyeleri de koymuştum içine ama hani sevdiği kitaplar, kendi parfümü vs gibi şeylerde var.

at dediyse at gitsin. o da görmek istemiyor demek ki. gönderme bence.

İnsan atamıyor ki. Yani benim düşüncem, eğer biri atacaksa o atsın yönündeydi. Zor çünkü.

tırıvırı o zaman koli yap annesine yolla, atmak istemedim de. tırıvırı derken misal o parfüm büyük ihtimalle ondan daha çok şey ifade ediyodur sana :)

ihtiyacı olan birine verdim.

@terp hemde nasıl şeyler ifade ediyor. Ev toplarken devamlı bir yerlerden bir şeyler çıkıyor. İğrenç bir durum. Fazlasıyla sıkıcı.

@9kuyruklukedi En mantıklısı galiba. Ama öyle soğuk bir duruş sergileyemiyorum.

at demiş. at yani daha neyi sorguluyosun ki. bence ailesine falan gönderme. ben olsam sinirlenirdim.

Hediyeleri atarım istesem sorun değil o ama sonuçta onunda olan şeyler var. Örneğin fotoğraf makinesi de var. At dese bile atamıyorum.

ne dağınık çocukmuş arkadaş, iyice yerleşmiş yani sana da.

ya bi insan fotoğraf makinasını niye kız arkadaşının evinde bırakıyor biri açıklasın?

bana gönderebilirsiniz, güzel kitaplar parfümler falan varsa okurum, sıkarım.

@terp Biraz öyle olmuş evet. Zenit kullanıyorum ben ama ağır, taşıması zor. O da bunu al rahat taşırsın vs dedi. Ama sonuçta bir hediye miydi? - hayır. O yüzden onun makinesi.

@der meister Olabilir aslında.

yahu sen onun aklından at önce de sonra eşyalar bakarsın. adamın şeyinde değilsin eşyaları dert edinmişsin kendine.

@dokuzeylul Şimdi buna yok beni hala düşünüyor şöyle böyle diyemeyeceğim, bilmiyorum çünkü. Ama benim derdine düşmemin sebebi gitmem. Yani taşınırken onun eşyalarını da mı götüreceğim? Kimse kaldırıp atamaz. Bende yapamıyorum dolayısıyla. Yoksa o dediğinizi sorgulamıyorum. Ondan banane. Önemli olan benim şuan ki düşüncem.

güzel kitaplar varsa ben de kargosunu ödeyerek alabilirim:)

e adam at demişse bence at gitsin. peki senin elin gitmiyorsa atmaya bi arkadaşından rica et alsın o atsın.. çok üstüne düşme..

@9kuyruklukedi Olabilir :)

@bnl dgr Kafam gerçekten çok karıştı. Ne kadar da zor karar aslında.

valla için bi yandan da güzel kullanılabilir şeyler boşa gidicek diye rahat etmiyorsa ben de fotoğraf makinesini alabilirim tabi o zaman . atılır mı öyle kitap, fotoğraf makinesi filan kullanılabilecek şeyler. işte o da tekrar kullanmak istemiyor demek ki, hatırlatıcak filan diye bi daha. almıycam ne yaparsan yap manasında demiştir.
ama madem şu anda ulaşamıyorsun bence sen taşınırken birlikte götür onları. bi daha ulaşabildiğin zaman tekrar sor. istemiyorum dedim ya filan diye çıkışırsa o zaman ne yapıcaksan yaparsın.

o değilde burda muhteşem bi ayrılık seramonisi , ıslak toprak ,hüzün var

git plastikçi nayloncu bul karşılığında leğen olmadı mandal al.

kolile, bantla, adresi yaz, kargoyu çağır.

@berkecan concon: ben de bu müzik nerden geliyo diyorum?!

@tepedeki psychedelic adam Evet öyle de yapabilirim. Mantıklı ama işte götürmek zor-ruhen yani.

@berkecan concon Ayrılık sonuçta normal bence.

@emininsel yararlı şeylere dönüştürmek, durmasındansa iyidir diyorsun. Hediyeler için yapabilirim.

@terp Sanırım öyle yapacağım.

Teşekkürler.

çok dev bir koli değilse yanında götür yeni evine. 2 aya kadar seferden döndüğünde iade edersin için rahat eder.

@orpheus Eğer annesini arama cesaretini bulamazsam sanırım onu yapacağım.

gittigidiyor'da 1 liraya sat :)

at diyorsa at fazla duygusal olma. eşyalara sembolik anlamlar yükleme. yanlış hassasiyet gösterme bence.

attım valla. öküzcanın önde gideniydi kendisi. artistlik yaptı "yeaaa at uğraşamam" diye. attım. ondan önce de torbaya kopyu bi kenara kaldırdım.

fotraf maknesi lazım mı sana? - düyyanın en yüzeysel adamı -

@charlesbukowskiineksi Onun fotoğraf makinesi olmaz olsun!

Şimdi aradım annesini. Adresini verdi. Yarın yollayacağım. Böylesi daha iyi oldu galiba.
Teşekkür ederim yardımlarınız için.

vay arkadaş batan geminin malları hesabı herkes kendine bişi bulmuş alıyo:S bence maddi olarak değerli olan şeyleri geri ver manevi olarak en değerli olanları ise her şekilde yok et gözünün önünden.. ihtiyacı olan birine vermek en güzeli gibi, hem iyi karma olur, bi bakmışssın birisi ihtiyaç fazlası sevgilisini sana vermiş:))karma tabi bu akıl sır ermez.. işin şakası bi yana allah kolaylık versin

:) :) :) Teşekkür ederim.

yahu şurada kırk kişi fikir vermiş, kırkına da bir mazaret bulmuşsun
adam at demiş yaa
ötesi var mı bunun, daha ne adamla dalga geçer gibi şöylemi yapsam, böylemi yapsam, at dediyse at gitsin
bence
atamıyorsan, belkide biraraya gelme olasılığınızda beliriyordur aklında biryerde
bunu da gözardı etme bence

Dalga geçer gibi bir hareket yapmıyorum ama neyse tamam teşekkür ederim yinede.

yahu at çöpe demiş. ısrarla göndermeye çalışmayın. kendinize saklayın ya da atın. verin faydalanacak birileri varsa vs. geri göndermeye, anneyi arkadaı vs araya sokarak denemeyin bence.

Sat, paraya çevir..Örneğin yeni sevgilin olursa ona hediye alırken kullanırsın parayı.

dursun bi kenarda, zamanla anlamsızlaşıyor zaten, rahatsız olmuyorsunuz.

Seviyorsan git konuş bence abi.

Mesaj erkeği özgüvensiz gösterir. Yanlış yapmışsın. İlk hamle asla mesajla olmamalı. Hatta daha sevgili olunmamış bir kıza bile mesaj çekmeyin.

Bu da senin nezdinde tüm gençlere ders olsun...

geçiştirmiyorsa seni birkaç güne attığın kadar cevap alırsın. az sabır. hatun kısmı nazlı olabiliyor.

müsait olmayabilir şu anda. hala uyuyanları bile olabiliyor bu saatte. bir de 3-60 sn arası ufak konuşmalarla dene şansını. telefon daha başarılıdır her zaman smsten.

"ıkı gun gectı aradan kasıtlı aramadım sormadım"

bu iki günün intikamini aliyor olabilir.

bence boşver gitsin. çok hoşlansa cevap verirdi emin ol.

o kadar emin olma sen çok hoşlanmana rağmen aramak için 2 gün beklediysen şimdi cevap için en az 2 gün beklemek zorundasın

bence kendi cinsine ilgi duyduysan bunu ondan da beklemenin bir anlamı yok. adam sana konser monser demiş, takılırız ayağına getirmiş ama en nihayetinde o da erkek sen de erkek hemen mesaj atmasını bekleme. akşam olunca cevap gelir, "kusura bakma kanka, halı saha da maç yapıyorduk yeni gördüm" diye.

şimdi ilk evvela o da senin mantığında biri olabilir ve hevesli görünmemek için hemen cevap yazmayabilir.. ama öte yandan hakaten seni potansiyel sevgili olarak görseydi hemen cevaplardı da..

du bağalım şimdilik bekle.. sakın!!! ama sakınnnn!! mesajına cevap yazmadan tutup telefon açma.. en ezik harekettir bu. zaten dedikleri gibi hatayı baştan yapmışsın mesaj atmakla. doğrudan araman gerekirdi ama nerden dönülse kardır artık..

yahu hal hatır sordum. buna cevap 2 gun sonra mı verilir? anlamı kalmaz o zaman.

@atatürkiye
ne acıdan ozguvensız gösterir ki mesaj? Henuz paylaşımımız yok, arayıp ne konusabılırım kı..:/

kesinlikle ve kesinlikle exordinary +1

erkekler kendine güvenen erkeklerden hoşlanır. direkt telefon açman gerekirdi.

@atatürkiye ne kastetti bilemem ancak ilk telefon açman daha kesin ve sağlam sonuca götürürdü seni.. o sebeple mesajdan daha iyi bi seçimdir telefon açmak.

hal hatır sormana tepkisiz kaldıysa o sıra meşguldür ve sonrasında da unutmuştur mesaj attığını.. okadar kalite dediğin bi kadın ufak taktik oyunlarla uğraşmaz zaten. demek ki önemsemiyor olma ihtimali de yüksek..

Konuşmaya bile cesaretin olmadığını gösterir.

Ayrıca aramanın bir sebebi olmaz. Çok istiyorsan "hal hatır sormak için aradım" dersin.

Siz naptınız Galyalılar, Eşcinsel değilim. Karsımdaki bir bayan. Aslında msj cekerken tedirgin oldum, cevap gelir mi acaba diye ki gelmedi aq. Heyecandan oldu lan bunlar, ya normalde dümdüz yardıran arayan, mesaj cekmeyen bir adamım.Yaşımız çok genc de sayılmaz. Bayadır sistol-diastol eşiğim bu kadar yukselmemişti. Sıçtık ha Galyasporlular?

ona küçük süprizler yap

eşcinsellere olan fobini atlat önce. sonra kadından cevap bekle. ha bi şekilde oldu da mesajın kaynadıysa yaprağı tuttun.

keşke mesaj atmadan önde galyalılara danışsaymışsın beyin fırtınası sonunda karar verirdin aramaya:) cevap gelir illa ki umudunu yitirme

erkek miydi la? ben karşı cins sandım. gaylerin dünyasını bilmiyorum.

yahu bır de bu nasıl bir onyargıdır. tamam karsımızdaki sahıs boyle mı dusunuyor bilmiyoruz fekat nasıl ya? mesaj cektın ve sıctın! bu mu? ee sohbet ederken nerden nasıl girecegını sasırıyordun? 127836 tane soru sordun? of ya.

her şeyden önce deniz gibi insanın asıl yaşam alanı dışında bir platformdan kızı alıp karaya çıkarmış orda da sohbetine devam etmişsin. bu büyük bir artı. sonra ne olmuş kız gayet medeni istediğini bilen olgun bir şekilde sana telefonunu vermiş. aramanı istemese vermezdi. ha dalga geçmiş de olabilir, manyak çok. sonra sen gidip aklınca oyun yapıp 2 gün aramamışsın (hastayım bu olaylara da). şimdi attığın mesaja cevap alamadın diye nooldu diyorsun. bekleyeceksin, yapacak başka bişeyin yok. ha umudun tamamen kaybolduğunda battı balık yan gider hesabı son kurşunu kullanacaksın, telefon açacaksın. mesajdan bahsetmeden nasılsın diyeceksin, 1 dakika içinde ikinci buluşpmayı veya ikinci telefon konuşmasını kopartacaksın. yoksa bitti gitti. ha bu arada madem oyun oynamayı çok seviyosun, telefon konuşmasını sen bitireceksin, onun bitirmesine izin vermeden.

hadi bakalım rastgele, bi daha önden sor, kuzey gibi kızı siktikten sonra "yaşıon goç senin, başımo iş çıkarmoa" deme.

combofix kur bilgisayarına.

yahu oyun falan yoktu be oğlum. mesajla donmezse de aramam da zaten. neyine arayayım ki üstelik? kasılırım. Msj cektım dıye donmemısse sokarım da böyle işe. Selam olsun burdan. bu garip önyargılardan nefret ediyorum.

arayamam, kasılırım ayakları çekiyorsunda, denizde hiç tanımadan nasıl tanıştın ?

önce burda sorduğun soruya üşenmeden cevap yazanlara tik at ondan sonra cevap beklemeye başla.

stres yapma yahu takılıyoruz burda. ne tipini, karakterini biliyoruz ne karşı tarafı. afaki genellemelerle yorum yapıyoruz. çok hoş kızsa, gerilmene gerek yok, son bi şansını dener olmazsa yoluna gidersin. evinin önünde kamp kurmuyosun ya...

@exordinary tik atmayı unutmusum, üzgünüm.
@uykusuzhergece ayak yok işte hacı, iletişim kurmada sıkıntılı biri değilim. ama bu vakada heyecanlandım. hani noluyoruz lan? oldum. e şimdi cevapta gelmedi ya, bu beni gerdi, kastı. Nasıl tanıstım? yüzerken 7-8 metre mesafe vardı. direk soru sordum.

@dokuzeylul su da soğukmuş dedin tabi:)

belki de senin beklediğin 2 günde o beklememiş başka biriyle tanışmıştır:)

@bnl dgr hayır :) çok kullanışlı bir giriş cümlesi değil bence.
Sen ne cevap verdin pekı buna?

felsefe mi yaptın denizde nedir:)) fena bi giriş değildi sanki be:)

ne sordun merak ettim şimdi güzelce bi hikayeyi bağlasana burda ? denizin buz gibi soğuk suyu demedin herhalde ? hı ?

Hacı bağlıcak hıkaye mı kaldı :D
Özel bir soru değildi. Bulundugumuz yerdeki bir yapının ne olabileceğini sordum.
- Merhaba (gülümseyerek) şu x yerdeki yer tam olarak nedir.?
Hesapsız bir soruydu. Plansız yaklastım yanı. Aslında giriş sorusu cok onemlı değil, nasıl sordugun ve ikinci cumle daha onemli.

@bnl dgr sonuc olumlu oldu o zaman sende .)

@dokuzeylul ahhasldk yok sulu ortamda bana yanaşıp bişeyler soran hiç olmadı daha önce:)

karasal takıldım hep:) ama bana biri denizin ortasında yanaşıp su da soğukmuş deseydi "heeıı ilk girince şey ama sonra alışıyosun" der çeker giderdim:)

seni kimse anlamamış seni atatürkiye sanan gay sananlar olmuş bu adamlara bakma nasıl davranmak istiyosan öyle davran ucunda ölüm yokya bir kere görmüşsün bidaha görmesen neolur sanki

@mavi kız demi ya .)

benden sana tam destek oneylül olana kadar :)günler geçerse aramak daha zor olur sıcağı sıcağına ara :)

@ cık. çalışmaz. bir msj gelmediği sürece aramam.

o konuda haklısın bence de arama..

ya kız msjını gormedıyse msj'a bişey olduysa ne bılım ben sılerım toplu msj olur bazen habıre gelır ordan burdan kanpanyadan bi sevgilimde yoksa dikkat etmem silerim bu da bi olasılık!

@mavi kız çok iyimsersin:) küçük bi ihtimal bu dediğin.. diğer güçlü ihtimalin sonunda boşuna ısrarcı bi tip görüntüsü çizmek de var.. şimdilik sakin olup beklemekte fayda var.

bnl dgl bekliyosun yani öylemi bekleyelim dokuzeylül artık sonucu söylersin bizede :)

:)ben şahsen bekliyorum dokuzeylul kişisinden.. olayla ilgili sonucu iyi veya kötü bildir bize hak ettik bence:)

evet haklısın hatta ben çok emek verdim bana mektup bile yazabilir...

mantıklı düşünürsek msj gelmesini beklemek biraz manasız olacak zira tam 1 gün geçti. bır mesaja cevap verilmesi gereken süre fazlasıyla gecti. açıkca sallamadı mesajı hatun. Algılayıs bu bence. Mesaj cekmek ilk kez, bilmiyorum hata mıdır değil midir de içimden gelen buydu. Kısa bir merhaba demek. karşılıksız bırakılması saygısızca oldu. Geçelim.

tabiki saygısızlık.. eğer bunu taktik amaçlı yaptıysa da tahmin ettiğin gibi donanımlı bi hatun da değilmiş. takma..

ama şu da var ki ben 33 gün sonra cevap yazan bi mal bile tanıyorum:) ben cevap beklemeyi bırakalı çook olmuştu ama bi gece sanki bişe olmamış gibi cevap yazmıştı.. benim örneğimdeki mal erkekti ama olsun kadınlarda da oluyormuş böyle ilginçler..

özetle sallamak en güzeli.

Galyalılar mesaj geldi şuan malum kişiden. Tam 2 gun sonra ve tam ılk mesajı cektıgım saatte. pes yanı. Yanıtlamadım.

Aferin, yanıtlama. İyice kaçır elinden kızı. Niye yanıtlamıyorsun yahu? Gereksiz gurur yapma; bu sohbeti bitir, gerekirse bir daha mesaj çekmezsin, direkt ararsın.

Şu an trip yaptığın o kadar belli oluyor ki... Bir de sözde olgun kişilerdiniz :-)

ehhheeehe bence de pazartesiye kadar mesaj atma kadına:) haftasonu yoğundum dersin sonra..

tabii kadının mesaj içeriği nasıldır bilemiorum.. sen bu zamanlamaya kasma mevzuundan sonra hala bişeyler hissedior musun ki bu kadına karşı??

gurur mu? oyle bır durum soz konusu değil ne diyeyim bilemedim, bisey de yazmadım zaten. nötr durumdayım suan Spartalılar. heyecan o zamankı gibi değil. ama şimdi kıyı seridindeyım, karsılasabılırım yarın.

nerede olduğunuza bağlı. lokasyon söyle ona göre bir cevap uyduralım canım sanzelize canavarı arkadaşım.

kadıköy merkez...

sadece abonelik için diyosan izmir'de 1-2 gün içerisinde hallediliyor. eğer tesisat onaylanmış projeye uygunsa denetçi eleman hemen açıyor gazı. değilse hataların giderilmesi gerekir. güvence bedeli ve abonelik ücreti (saat vs) toplamda 700 tl civarında. bu hemen her yerde benzer.

kat kaloriferi ve petek sistemi varsa evde, totalde bir 3000 tl harcarsın tesisat ve kombi için. ocağı da gaza çevirmen gerek çevrilebiliyor ise. yoksa yenisi.

tesisat komple yoksa iş coşar. petekler, her yer kırılır dökülür vs. 5000'den aşağı zor.

adamın canlı sevgisi köpeğinden ibaretmiş. insanlar bencil.

köpek sahipliğiyle ne ilgisi var yahu gerizekalıya denk gelmişsiniz o kadar.

açıkçası ben de köpeklerden korkanlar sınıfındayım. bu konuda gerçek hayvanseverlerle diğer kitleleri iyi ayırt etmek gerek. çünkü bir kesim sırf kızla tanışırım veya güç gösterisi mantığıyla bile köpek gezdirebiliyor. bu bakımdan bu ikinci gruptan birisiyle malasef karşılaşmışsınız. zaten bu tipte bir insandan da empati beklemek biraz hayalperestlik. son olarak hayvanseverliği çok çok abartıp hayvan sevgisini insan sevgisinden bile üst noktaya koyan insanlar var, onlardan da kaçacaksın. genel mantık çerçevesinde düşünen bir köpek sahibi sizin gibi düşünmeli. sonuçta sokakta tasmalı/tasmasız yürürken o sorumluluğu üstüne alıyor ve bu yükü taşırken bana kalırsa özellikle tasmasız ise sokaktaki her insana saygı göstermeli.

edit: kısaca konu köpek sahibi olmaktan öte insanlıktan nasibini almak dicem ben.

İki köpek dolaşıyormuş, siz insana benzeyeniyle konuşmuşsunuz.

iyi eğitimli bir köpek sahibi saldırı komutu vermediği sürece hiç kimseye saldırmayacaktır. bu şart için hayvanın cinsinin de bir önemi yok pitbull dahi olsa iyi eğitimli bir köpek saldırmaz.
tabi bunu ilk görüşte bilemezsiniz, fakat korktuğunuzu belli ederseniz sahipsiz köpekler daha saldırgan olurlar.
öte yandan adamın kendisi eğitimsizmiş.

""seni tasmayla gezdirseler hoşuna gider mi terbiyesiz""

Oo-haa diyorum sayın seyirciler, burada ruh sağlığı yalan olmuş biriyle karşılaşmışız :\

@sozluknickmiverulan; sorun şu ki, ben köpeğin eğitimli oldğunu, ok uysal oldğunu bilsem dahi ondan korkuyorum. kaldı ki yolda at görünümlü bir köpek sahibiyle gelirken "eğitimlidir, saldrmaz, korkmayayım" diyemiyorum. zaten sahipsiz köpek varsa ya yolumu değiştiriyorum ya kuytuya saklanıp geçip gitmesini bekliyorum. korkuyorum işte. bayramda memlekette komşunun köpeği beklemediğim bir anmda havladı diye 5 aylık hamile olduğumu unutup depar attım, sonra bir iki gün sancım oldu. kastettiğim korku böyle birşey.

bence de gerizekalıya denk gelmişsiniz. ayrıca köpekleri sokakta tasmasız olarak dolaştırmak yasal olarak suçtur. korkmaya hakkınız var tabi. tasmalı olsa sorun yaşamazdınız, boşverin.

adam salakmış.

ama ısırmaz korkmayın dediğinde genelde azarlamaya çalışmıyor insanlar, sakinleştirmeye çalışıyor.

yahu adama yüklenmişsiniz ama şöyle de bakmak lazım:
siz köpekten niye korkuyorsunuz? köpeğini saldırgan yetiştiren insanlar yüzünden. yada sokaklarda her türlü işkenceye maruz kalıp vahşileşen köpekler yüzünden. algıdır bu. adam da bence bunun farkında olup, bu algıyla mücadele etmeye karar vermiş kendi çapında. sokağa da tasmasız çıkarmış. bir meydan okuma olarak düşün. siz de korkunca(ki yukarıdaki nedenlerden ötürü çok doğal) tepki vermiş. yani o köpek onun arkadaşı, adam biliyor ki köpek iyi niyetli, ama siz savunmacı bir tavır takınınca "ne var amk niye bu tepki" demiş. herhangi bi abartı, aptallık yada agresiflik göremedim ben sonuç olarak.

biz rahmetliyi tasmasiz dolastirmazdik insanlar varken sokak - cadde park v.s. sadece ve sadece dagda kirda bayirda tasmasini cikartirdik o zaman serbest dolasirdi ama yanimizdan asla ayrilmazdi sanki tasmasi varmis gibi. hayvan besliyorsan karsindaki insani da dusunmen lazim ama sirf pislik olsun diye tasmali hayvancagiza ( collie - husky karisimiydi yavrum oyle tehlikeli de degil ) parkta niye gezdiriyorsun bizim coluk cocugumuz var diyenlere de rastlamisligim var yani. hayvanlik her iki tarafta da oluyor anlasildigi uzere.

@bitter cikolata bir savunma değildi yazdığım aslında korkuyorsan korkuyorsundur engel olamazsın biliyorum.
ama sakin olmaya telkin edebilirsin kendini, zira koşman bağırman yada çığlık atman bir köpeği heyecanlandıracaktır oyun oynama niyetli bir köpek seni korkutacak sakin olmakta ve gözlerinin içine bakmamakta fayda var umursamazsan temponu değiştirmeden yürürsen sakin sakin köpek senle ilgilenmez.

adamın yaptığını tasvip etmiyorum, akılsızlık had safhada

o adama bir tasma lazım bence.

ouuuv; ölmüşsün sen...

paran varsa bir ev tut kendine okuluna yakn.
başka bir şehirde (ankadara oturmuyorsun sanırım)yeni bir üniversite iyidir.

gez toz kafayı dağıt başlarda ama sonra inele okulu bitir; başka çaren yok gibi gözüküyor.

paran yoksa da okurken çalışman gerekecek; şimdiden iş aramaya bak.

kolay olmayacak ikisi de ama kolay gelsin...

ankara'dayım.

açıkçası bir iş tecrübem falan yok. tek bildiğim çok iyi ingilizce ve türkçe anlatabildiğim özel ders olarak. o da parasız eş dost çocuklarına falan...

acı ama gerçek bir şey söyleyeceğim hep böyle kalacaksın. ara ara güzel zamanların olsa bile bu ruh halin hiç yok olmayacak. çok uzun yıllardır majör depresyon hastasıyım. kronikmiş. hele bir de hayat sağdan soldan geçirince geçmek bilmiyor. ben de 6 yaşımdayken boşandı bizimkiler. üvey anneden dayak yedim üvey babadan taciz gördüm. akraba tecavüzüne uğradım daha 9 yaşımdayken falan. atlatılıyor bir şekilde ama geçmiyor o ölme isteği hiçbir zaman. ya bununla yaşamaya alışcaksın ya da o ilaçları içeceksin. ve şunu unutma asla kendini öldüremeyeceksin. hep intihar eğilimlisi olacaksın.

lanetli olduğuna inanmaya başlayacaksın bir süre sonra da. girdiğin iş yerleri batacak kendinden bileceksin. çok sevdiğin adam intihar edip ölecek kendinden bileceksin. o kardeş dediklerin kazığın en büyüğünü atacak sana yine "ulan kafama sıçim niye böyle iyi biriyim ki hala ben" deyip yine kendinden bileceksin. genelde terkedilen olucaksın çünkü kimse senin kadar derinlerde yaşamıyor. kimse senin kadar gerçekçi ve acımasız değil gerçekler konusunda.

yalnız yine de şansın yok değil. okumak gibi bir şansın var. ve ne olursa olsun bir baban var. bunu kendi lehine kullanmayı başarabilirsen yakın zamanda bu söylediklerimin hepsinden bir çırpıda kurtulabilirsin. benim, daha doğrusu bizim gibilerin yapamadığı şeyi yapmaya gayret edersen kolay olabilir. takmamak! gelişine vurmak, akışına bırakmak gibi. tabi sen tam bunun yapmaya karar verdiğinde bir dış etken mutlaka önünü kesmezse. belki de sen daha şanslısındır.

off çok bunalımım bu aralar yine kusura bakma moralini bozmuş oluyorum ama gerçekler bunlar.

ilk gönderdiğin anda okudum sorunu, şu ana kadar düşündüm. net bir şey diyemedim. mutlu olman ve bu mutluluğu uzun bir süre hayatında koruman gerekiyor. yıllar süren bir koruma tabi bu. bu süre zarfında ise biraz daha iyi olacağını tahmin ediyorum. aşık olmayı dene, umutsuz bir aşk bul kendine, onun peşinden koş. bir uğraşın olsun yani. bisiklete bin mesela.. bir şeyler yap yani.

sorun şu ki, aşık olamıyorum artık. fallarda "3-5 aya karşına birisi çıkacaağğk" geyikleri dönüyor ama kaç 3-5 ay oldu... yanlış anlaşılmasın buralarda sevgili arayacak da değilim. ilgi budalası falan da değilim. dayanamıyorum sadece... ve şu da var, artık birine kendimi en baştan anlatmak çok zor geliyor.

kendine acimayi birak ve gerceklerle yuzlesecek kadar cesur ol. 3 vakte kadar ekonomik bagimsizligini ilan edecek ve bu ortamdan kendini kurtaracaksin. simdilik uvey anneye katlanmak zorundasin. senden cok daha zor durumda olanlari dusun. boyle durumlarda polyanna'yi oynamak cok ise yarar. defalarca sinava girdigin halde hic bir yeri kazanamiyor olabilirdin, baska saglik sorunlarin olabilirdi gibi... ölümü düşünmek kolaycilarin isi. sen bu isi zor yoldan yapacak, bitirecek, ekonomik bagimsizligini ilan edip kardeslerine ornek olacaksin.

herkes hayatinin kisa ya da uzun bir doneminde bocalar. anlattiklarin zor seyler, kabul ediyorum ama cozumsuz seyler degil. ayrica, yakindan bildigim baska hayat hikayelerine kiyasla, hic de oyle vah tuh denecek durumda degilsin.

hayatinda "kimsen" olsun bu arada. yeni okulunda arkadaslarin olacak. iclerinden iyi yurekli birisi ile karsilikli destek olursunuz birbirinize.

kurslari bir sure askiya al, tek hedefin okulunu bitirmek olsun.

haa bi de, ilac almaktan nefret etme. sana mutlaka iyi gelecek ilaclar vardir. (tecrube konusuyor) (bkz: yeni baslayanlar icin depresyon/@compadrito)

sorununu geçmişteki bir şeye bağlamaya çalıştıkça asla çözülmeyecek çünkü geçmişin asla değişmeyecek. benim de 11 yaşında babam öldü. yediğim her bok başaramadığım her şey depresif olduğum her an için bunu sebep gösterebilsem oh ne ala.

öyle bi dünya yok. kimin kusursuz bi hayatı oldu? suçu boktan hayatına atmak ne kazandıracak sana? sorunun kaynağı sensen değiştirme gücüne sahip olan da sensin. sızlanmak yerine bişey yap. nokta.

seni rahatlatacaksa 23 yaşımdayım ve birinci sınıftayım. (ama saç sakal 25 falan gösteriyor, sınıfta bildiğin dedeyim) önceki lisans eğitimimi 4. senemde çat diye bıraktım. şimdi bambaşka bir bölümdeyim ve beni heyecanlandıran bir mesleğe yöneldim, o yüzden o giden yıllar hiç koymuyor gayet mutluyum. evdeki durumla ilgili bir şey söyleyemem. ama o ruh halini değiştirebilecek tek şey okul. okulda çevre edinmen lazım. okuduğun bölüm ne kadar iyi olursa olsun, dersleri ne kadar çok seversen sev, samimi bir arkadaş çevren yoksa o okulu tam anlamıyla benimseyemiyor ve sevemiyorsun. arkadaş çevresi her şeyden önemli. okulu sevdiren en önemli unsur bence. öğrenci kulüpleri de arkadaş çevresi için en ideal yol, zaten üniversite tecrüben olmuş biliyorsundur. ama gerçekten okul çevresi insanın hayatını güzel kılabiliyor tek başına. buna yönel o ruh halinden kurtulabilmek için. söyleyebileceklerim bunlar sanırım.

bir diğer yol da sevgili yap, iyi kötü kafan dağılır en azından.

"evi de terkedemedim çünkü babam böyle bir şeye izin vermez."

bu mantıkla işin zor, cesur ol biraz.

Şimdi yazmaya vaktim yok ama ilk fırsatta yazarım. Sadece şunu söylemek istiyorum şimdilik. Biri hep böyle olacaksın demiş ama emin ol öyle değil, dişini sıkıp gerçekten yapman gerekenleri yaparsan her şey hallolur.

25 yaşındasın, kendi hayatını kurabilirsin. biraz cesaret. aşık olmak için önce kendini aşman gerekiyor. kolaylıklar.

25 yaşında evi terketmeniz için babanızın izninin hükmü yasal olarak olmamalı.

okul konusunda da, yapacak daha iyi daha önemli bi işiniz yoksa (ki muhtemelen olmaz sevgili falan istemiyosanız) derslere gidin. çevre konusunda da süreci hızlandırır bu. derse gittikten sonra akademik başarı olarak da geri gelir o zaten. kimse bahsetmemiş ama bi öğrenci topluluğu da şiddetle önerilir.

selam,

aramıza hoşgeldiniz. yani bilmiyorum faydası olur mu, bana pek olmuyordu ama "içinde bir yerlerde sürekli uyanmayı bekleyen bir depresyona sahip olan insanlar" klübü diye bir şey var, biz onların üyesiyiz. :)

yarım bırakıldığınızı hissettiğiniz içni her şeyi yarım bırakıyor olabilirsiniz. ama şu şansınız var, kendinizi bütünlemek için başka insanlara ihtiyaç duymamayı öğrenmişsiniz. en azından şu yaralı halinizden kurtulana kadar hayatınıza kimseyi almamanız kendi hayrınıza olacaktır, zira o yarımlığı başka insanlarla giderdikçe daha büyük bir boşluk oluşur içinizde.

üniversite ankara'da mı bilmiyorum, eğer öyleyse bile ders çalışma ortamını ya da okula uzaklığı bahane edip yurda çıkmanız çok faydalı olur. maddi olarak nasıl olduğunuzu bilmiyorum ama devlet yurdu da kabul edilebilir, en azından farklı kişiler, ve hepsi üniversiteye gelmiş kişiler olacağından faydalı olabilir.
bi de şeyi düşünmeyin, yani yaşım büyük, çok sivrilmeyim ya da dikkat çekmeyeyim değil. belli ki yeteneğiniz olan bir alan, zevk alacağınız bir alan seçmişsiniz. budnan sonraki tek hedefiniz buna yoğunlaşmak olsun, tadını çıkararak üniversite hayatınızı geçirin. ders çalışma metodlarıyla ilgili birsürü şey yazmışlar zaten, yabancı dille alakalı bi bölümden mezunum, daha fazla bilgiye ihtiyacınız olursa mesaj atın. ama aynı zamanda okul dışı aktivitelere de katılın. bir başka yabancı dil alın mesela, seçmeli falan. imkan varsa kursa gidin. yarım bırakmayı pek de sallamayın, temel önemlidir ;)

2- hepimiz ölücez. ve belki hayatta gerçekten de yaşamaya değer çok da bişey yok, her şey belirlenmiş, her şey sıradan. herkes kötü. ama nasılsa ölücez. koşmaya gerek yok yani. şimdiki hayatından memnun olmadığın belli, bunun sen de farkındasın. elinden gelenin en iyisi, şu anda seni mutsuz eden insanları minimal ölçüde hayatına dahil etmen, yeni bir yola girmen. arkadaşların, eski çevren, yer yer ailen bile bu gruba dahil. tek başına ayakta kalmayı pek çoklarından daha iyi başaracaksın. sadece ufacık bir umut varsa içinde geleceğe dair, onu besle. ne anneni, ne babanı, ne geçmişini değiştiremezsin, ama gelecek senin elinde. elinde olanın üstüne eğil.

ilaçlarını kullan, gerisi gelir..

compadrito +1

kendine acimayi birak! sen acincak durumda oldugunu düsündükce ve kendine acidikca etrafindaki insanlarin da sana acimasini bekliyeceksin. bu anormal degil zaten, herkes böyle isliyor maalesef ama en zayif nokta da bence bu.

sen gercekten annenle babanin ayrilmasinin, ardindan babanin annenin en yakin arkadasinla evlenmesinin senin hayatini (altini ciziyorum) bu kadar olumsuz etkilemesinin resmen alt üst etmesinin dogru olduguna inaniyo musun? özür dilerim acilarini kücümser gibi konustugum icin ama uzaktan bakman lazim durumuna. bi kac arkadas anlatmis, ben de anlatabilirim ne kadar sikintilar cektigimi vs. yani tek sen degilsine getirmek istiyorum lafi. o bahsettigin 'üvey anne tarafindan hor görülmek, fikirlerinin önemsememesi'ni (bazi dogustan kendine güvenenler haric) herkes kendi öz annesinden yasiyor. muhtemelen 'yabanci' birinden gördügün icin agrina gidiyordur bu muamele. cocuklukta genclikte neler olduysa oldu, ya da halen olmakta. ama baksana, 20li yaslarin ortasina geldik, büyüdük. denedik yanildik. carpa carpa da olsa bi yol cizdik. anne ve babadan haric hayatimizin oldugunu ögrendik. dogrusunun kendi yolumuzda gitmemiz gerektigini bildik. anne babanin etkisi olmadan yasamak yani anne babayi hayatinin merkezine koymadan yasamak zor gercekten. ben de su anda bununla cebellesiyorum. demek istedigim anne babayi hayatindan sil, evden git, basina buyruk yasa degil. anne baba üvey anne. bunlar senin hayatinin bi parcasi, hayatindan ciksalar yerleri asla dolmayacak. aslolan kendi isteklerin dogrultusunda hareket etmek. o kizar sunu yapayim, su gocunur bunu söylemeyim gibi degil. onlara göre degil kendine göre yasamak. biraz kendini toparlayip, plan kurup evden ayrilmani ben de tavsiye ediyorum. bi planinin olmasi önemli ama.

'ya beni anlamiyolar ki' diye geciriyosan icinden hala, hala acinmayi bekliyosun. seni yüzde yüz anladigimizi söyleyemem, muhtemelen anlamiyoruz hissettiklerini. birak anlamayalim, biz anlamayinca konuya hakim bi sen kaliyosun. icinden kIs kIs ya da tss tss gülüp, eglen bizimle. bi kac yil öncesine kadar sikayet manyagi idim . genel olarak hayatimla ilgili ya da gün icinde yasanmis büyük kücük her olayi sikayet edip agla sizla bitiremiyordum. ooeeh ama ya. cevreye zarar. o degil, söylene söylene negatif yükleniyo insan. neyse konudan uzaklasmayim. bugünden yarina degiscek seyler degil. üzerinde düsünerek zaman icinde biraz da kendini kontrol ederek düzelcek bi sey bence. bosluktan bahsetmissin ya - o bosluktan hepimizde var. gün icinde hepimiz kendimizi yalniz, yetersiz, caresiz ve bulundugumuz yere ait degilmis gibi hissediyoruz. bu boslugu normal bir sey olarak görmeye calisiyorum ben. bazen yogun hissediliyo bazen degil. ama bizi hic bi zaman 'aci yüklü' ya da ayricalikli yapmiyor bence.



her seyden ama her seyden önemli olarak sunu görüyorum: dertlerini herkesle paylasma! özellikle tanimadiklarinla. tamam acilar paylastikca azalir, kesinlikle dogru. ama sen intihar düsüncelerin oldugunu yazmissin. eger kafanda dolanan tilkileri tesvik eden olumsuz birilerine denk gelirsen, bi iki kivilcima bakar.

umarim ben de dogru kelimeleri kullanabilmisimdir.

aile durumları konusunda babanla oturup sinirlenmeden ağlamadan konuşmayı dene.
sadece sınavlardan önceki gece 2 saat falan çalışıp sınavlara girdim.
okul 4 yılda bitti.
en büyük avantajım okulda sevdiğim bir sürü ders olmasıydı.
oturup ekonomi programı dinler gibi dinliyordum dersi.
okula gereken önemi ver gerisi geliyor zaten.
abanıp her gün ders çalışmanın alemi yok bence.
ölümü düşünme kendini ezik hissetme
o psikolojiyi kimsenin yaratmasına gerek yok sen kendi içinde yaşatmaya başlamışsın.
üvey annene tavrını belli et.

evden çat diye ayrılmak zor,
perişan olursun perişan,
devir para devri.
iş okul hayat bunlar önemli şeyler,
öncelikli olarak iş ara bence
ekonomik yönden rahatlarsın hemde para biriktirirsin.
kolaylıklar dilerim.

herşeye rağmen hayata bakış açınla ilgili biraz da.

mesela: www.youtube.com

önünde yepyeni bir hayata başlamak için inanılmaz bir fırsat var: üniversite. bunu değerlendir. bu ülkede herkes ingilizce bilirim der ama kimse aslında bilmez doğru düzgün. ingilizcene çok güveniyorsan iş ara, sadece ingilizce gerektiren işler fazlasıyla mevcut mesela part time banka çağrı merkezleri. yorucu olur ama en azından hem ev ortamında daha az kalmış olur hem de para kazanırsın.

hiç işe girmedin diyelim bu sefer de üniversite zaten yeterince zamanını alacaktır. kendini geliştir 4 sene içinde sonrasında iyi bir iş bulursun hayatın da yoluna girer.

o ruh halinin de tamamen değişmesi zor bi durum. her ne kadar ilaç almaktan nefret ediyorum desen de bi sürü ilaç kullanmış biri olarak bağımlı gibi yaşamak kötü de olsa o ilaçlar hayatı daha katlanılır kılıyo, bunu kullanmadığın zamanlarda sen de farketmişsindir. doktora hep mi ilaç kullanıcam dediğimde ömür boyu kullanan insanlar var bu kötü bi durum değil demişti ki haklı.

üniversiteyi gene ankarada kazandın sanırım keşke istanbul izmir yapma şansın olabilseydi. ama yatay geçiş olayı var. ve puanın başvurağım okuldan yüksekse şartsız alıyorlar hadi yüksek değil diyelim o zaman da bu sene derslere asıl ve 3 civarı ortalamayla istediğin şehre geç. ailenden izin almak zorunda değilsin. daha doğrusu neden izin alıyorsun? yurt ortamı bile şuanki ortamından daha iyi gelir sana eminim.

hı bi de 25 yaşında universiteye başlamayı da sorun etme zaten göreceksin bi sürü kişi var o yaşta okuyan.

kendimden örnek vererek başlıyayım, ailemden uzaklaşmak ve tek yaşamak gibi bir düşüncede bende uzaklara yazıp bir okula başlamıştım ne yazıkki başaramadım.. bıraktım geri döndüm ve ailemle yaşıyorum uzun vadede tek hedefim şu okulu kendime yatırım yaparak bitirmek..22 yaşındayım ve önümde 4 sene daha var.

öncelikle üniversite konusuna gelince, o üvey anne profili kardeşlerinin olması, o evde sanki huzur bulamıyacakmışsın gibi geliyor bana..üvey annenin dırdırı çekilmez dolasıyla bu seni gene etkileyecek, başarısız olmama adına öncelikle o evden ayrıl derim.. ama bunu babanla oturup mantıklı bir şekilde konuşarak yapmalısın..evde huzursuz olacağını, üvey annenle geçinemediğini, okulunu etkilediğini söyleyerek..eğer baban seni dinlemiyorsa aileden bir yakınla bu durumu konuşup babana anlatabilir.. olurda evden ayrılırsan ki bu senin için çok iyi olur ilk yıl yurtta kalmak çok insan tanıyacağın için mutlaka içlerinden biriyle kafa dengi bulursun belki eve çıkarsın tabi yurt şartlarını da düşün sadece yatmaya gideceksin, etüd salonları, kütüphaneler ders çalışma açısından daha iyidir... devlet yurtlarına bak, git yurt müdürleriyle konuş belki yedek kontenjandan açılabilir.. kyk'nın kredi, burs, üniversitenin bursları bunları mutlaka araştır tabi biz ailenin durumunu bilemiyoruz o yüzden aklında bulunsun diye söylüyorum..

ders çalışma konusu genelde sınavdan önce çalışma deriz ama aynısını kendimiz yaparız.. belki derste dinlediklerin ve sınavdan önce 1 saat bakışla yetecek..bu çalışma konusunu sen kendin ayarlayabilirsin..

üniversitede kendine ne kadar çok yatırım yaparsan, uzun vadede bunun karşılığını mutlaka alırsın..

git aşık ol falan demiyorum çünkü kötü olduğu zaman kendini daha da umutsuzluğa sevk edebilirsin diye bunlar elbette zamanla olacaktır. elbette karşı tarafa bir şans verebilirsin ama hayatın merkezine kendini koy..

şimdiden başarılar

gönullu olarak calisacagin bir mesgale bul kendine mesela kimsesizler yurdu ya da hayvan barinagi gibi, sana donen sevgi kendine gelmene yardimci olur, kafan dagilir farkli hayatlar nasil yasanmis ve yasanmaya da devam ediyor gorursun, anlattigin durumunla o hayatlari karsilastirdiginda emin ol cok dersler cikar yasama tutunmaya dair...

kimlerle yattığını bilemeyiz. belki de kimseyle yatmadı.. bu konularda hatun davranışları tahmin edilemez olur..

özlüyorsun çünkü boşluktasındır.. büyük ihtimalle kadın eskilerde unutmak istediği bişeyi unutmak için seni "kullanmış".. yanlış anlama tabi..

öyle..özleme..

çok twilight izlemiş bu. koku da koku. neyse geçmiş olsun ama kimse söylemeden:
1)(bkz: boşver abi sana kız mı yok) ya da;
2)(bkz: seviyorsan git konuş bence)

ben bir keresinde birisini bir daha aramamıştım çok pişman olmuştum falan.

yarıda kaldığın hissettiğin için özlüyor olabilirsin.

anahtar kelime ''bunun için mi geldim ben''. ben orada takıldım ama godfrey bence sen hiç takılma.

hocam açık konuşalım. 10 aydır başka kimse vermedi di mi? bu süre zarfında birileriyle sevişiyor olsaydın bu kadar özlemezdin bence. Git iki kalem seviş sonra tekrar konuşalım (;

bence bir muayne ol std falan bulaştırmıştır.

www.memecenter.com

arkadaşlar böyle şeyler hepinizin başına geliyor mu? bir benim başıma gelmiyor herhalde :( son zamanlarda böyle tanışma hikayeleri çok duyar oldum. yo, algıda seçicilik de değil yani hep duyuyorum.
ne bilem, paylaşmak istedim.

e etkiler tabi, twitter ve facebook sosyal medyanın can damarıdır. Firmalar, kendi markaları için burada sayfalar oluşturur, duvarda paylaşımlarda bulunur, yarışmalar yaparlar vs.

Şöyle diyeyim, twitter ve facebook'a birşey olursa (facebook burada daha ağırlık kazanıyor) sosyal medya biter

tamam ama ne kadar etkiler? böyle bir çalışma var mı ki? ne bileyim bir grafik olsun bir beyanat olsun. ortalaması da olabilir.

dün bir haber okumuştum, insanlar facede beğendikleri markalara sadık kalıyorlarmış. (gerçi bi yandan da saçma insan sadık olduğu markayı beğenir zaten)

sosyalmedya.co

3G bağlantında sorun olmasın? bende de vardı e71 ve çatır çatır çalışıyordu. Hatta kartal tansaşın mayor üydüm :D

oysaki yok gibi görünüyor ama bilemedim. farklı farklı yerlerde denedim bir de.

yazmayı unutmuşum. bursa.

tabii ki rusça

zorluk açısından:
rusça > fransızca > almanca
rusça hiç öğrenmedim gerçi onu duyduğum kadarıyla diyim.

ben rusça'yı seçmiştim. görüntü ezberleyerek kelime öğrenme gibi bir çalışma yöntemi benimsediğim için alfabede sıçıyordum. sonra almancaya geçtim, ama bu da oldukça zor; çok kurallı çok istisnalı bir dil. ama almanya-türkiye etkileşimini de göz önüne alırsak işe yarar gibi. rusça da belki turizm işinde çalışmak isterseniz daha sonra işinize yarar.
ben olsam her dilden birkaç parça şarkı dinler, beğendiğimi öğrenirdim. zaten iş olsun diye başlıyormuşsunuz.

almanca'da bir kelime gördüm şimdi hatırlayamıyorum, fakat neredeyse bir cümle kadardı. sırf bu yüzden endişe duyuyorum. göründüğü gibi mi değil mi acaba?

şimdi kendim özel kursa kayıt olcam hangisi deseydin ticaret turizm vs düşünerek rusça derdim :) amacın da önemli bence. rusça halk eğitimde öğrenilecek dil değil diye düşünüyorum. tabiki kendi çalışmana da bağlı ama konuşma ortamlarında olmalısın. yazmada tabiki diğerlerine göre zor latin harflerine alıştığımız için. bence öylesine öğreneceksen, rusçaya özel ilgin yoksa, almanca veya fransızca seç

@baba yorgun; şıvanşıtaygeri mi diyon panpa uzun kelime olarak?

ben bu konuda çok düşündüm rusçada karar kıldım. fransızcayı salla ingilizce bilmeyen fransız yok :P

rusça vs almanca konusunda şu vidyo daha kolay karar almanı sağlar umarım

www.youtube.com

Almanca zor bir dil. Çok ciddi emek sarf etmedikçe boşuna uğraşma derim.

dillerin zorluklarını derecelendiren bi sitede görmüştüm.
rusça, çin-japon grunundan sonra geliyordu.
fransızca da çok zor. on tane harf yazıp 2 sini okuyon gerisi ziyan.
hem kolaylık hem yaygınlık açısından tercihim elbette almanca olurdu çünkü düşün bi kere, isviçre,almanya, avusturya almanca konuşurken rusaç ve fransca sadece kendi ülkelerinde konuşuluyor.

almanca, fransızca ve rusçadan kolaydır. ama ben olsam fransızcaya kasardım..

edit: fransızca kanada'nın bir kısmında ve belçika'da da konuşuluyor. başka konuşulan ülkeler var. almanca'yı bilen çok var piyasada. fransızca öğrenmen ilerde iş dünyasında falan öne çıkartır bir şekilde, yok kolay olsun gerisi yalan dersen almanca öğren..

rusça zaten halihazırda bildiğim bir dil olduğu için bana zor gelmiyor ama okulda rusça dersi alanlara yardımcı olurken gördüğüm kadarıyla 3. kuru alıp da hala alfabeyi düzgün okuyamayan insanlar var. bir de rusçada kuraldan çok istisna vardır ve çekimler biraz zorlayabilir.

almanca sanki ingilizceye benziyor gibi biraz, en azından az çok tahmin edilebiliyor kelimelerin anlamları fakat fransızca kesinlikle bir bilinmez benim için. 8 harf yan yana fakat tek hece okunuyor, olmaz olsun öyle şey :(

hocam yanlis anlama da ,suna bi bak istersen.

ben elestirilerin coguna katiliyorum.

www.eksisozluk.com

hangi ikinci,hangi 3. dil allaskina.
önce ingilizce ögrensek.

@serabetan, o bahsettiğim yerde tüm diller sıfırdan öğretilmeye başlatılacak. bu yüzden benim açımdan zaman kaybı olacağı için başka bir dile ufakta olsa giriş yapmak istedim.

rusça'nın fransızca'dan zor olduğuna katılmıyorum. bence fransızca çok daha zor bir dil, öğrenme ve konuşabilme açısından. ancak yazmada ve okumada rusça'da daha fazla zorlanacağın aşikar kıril abecesi yüzünden.
sana tavsiyem ise kesinlikle almanca.

bursalıysan göçmen olma ihtimalin var gibi. rusça kolay olabilir bu durumda. fransızca okunuşu hadi yaptın, yazımı zor diye biliyorum. almanca az buçuk bilen biri olarak tavsiye etmem. ingilizceye benziyor diye giriştim. çok pişman oldum.

rec +1

eski japon korku filmleri iyidir.. ringu falan..

yine rec gibi monster vardı.

pendike gelsin feribota binsin,yalovada inicek,iner inmez yalova bursa otubuslerı var her saat basi kalkiyor en hizli bursa boyle..(sevgilim bursadaydi)

istanbul'dan anadoluya geçen otobüslerin hemen hepsi bursa'ya uğrar.

en hızlısı deniz otobüsü direkt mudanya

@jamswety peki ne kadar sürüyor toplamda?

istanbul anadolu yakasındaki terminale gitsin nilüferin her yarım saatte otobüsü var 20TL ye 3 saat sürüyor galiba

istanbul-izmir otobüslerinden bursa'da duranına binsin. 2,5 saat.

deniz otobüsüyle mudanya 75 dk. mudanyadan da bursa 30-45 dk.

hocam o telefonlarda 2gb üstünü pek önermiyorlar. bende e71 var, mesajları açmıyor mesela aynı sebepten. kapatıp açman işe yarayabilir.

cumartesi tatil ne demek biliyonmu sen bırak yüzde 10 u yüzde 20 ye bile değer. tatil herşey yaşamak herşeydir sikeyim parayı pulu az olmadıkça.

fuskiyenin oğlu'na katılıyorum.

para derdin yoksa git diğerine ya. eve yakın, cumartesi tatil. oh.

eğer yeni başlayacağın işte keyif alacaksan yeni işe geç. çünkü işteyken kendine "burada ne yapıyorum ben" diye soruyorsan o iş sana göre değildir ve ne kadar maaş alırsan al çekilmez.

not bu satırların yazarı kendisine teklif edilen yurtdışı işi geri çevirmiş o iş için önerilen maaşın dörtte biri bir maaşa istediği yerde çalışmaktadır ve kafası da rahattır.

yeni işinin en olumsuz yani mesai gibi görünüyor. cumartesi çalışmamak olabilecek en iyi şey. sadece hafta içi çalıştığın için günler çok hızlı geçiyor. ve 2 gün tatilde kafanı çok rahat dağıtıyor.

eski işinin en kötü yanı ise yol. yolda geçen zaman çok sıkıcı geliyor.

bence yeni işin daha olumlu duruyor. sanırım biraz gözü kara olmak gerekiyor böyle durumlarda.

zıplayarak geç

Bence kesinlikle yeni işe geç, hem daha rahat edersin hem de kendini daha fazla geliştirebilirsin.
Cumartesi çalışmak işkence yaa.

eski işin için yolda geçen zamanı yeni işinde ki mesai gibi düşünebilirsin. Ayrıca bende yeni işimde cumartesileri çalışmıyorum ve yok böyle güzel bir şey, ankara'dayım hafta sonları cuma akşamından şehir dışına kaçma planları bile yapabiliyorum, eski işimde pazar günü kimse bana dokunmasın dinleneyim diye evde pineklerdim. Evli misin ya da kız arkadaşın var mı bilmiyorum ama cumartesileri sosyal açıdan çok büyük bir + puan.

Maaş farkı olarak %10 çok fazla bir şey değil.

bazı sabahlar cumartesi işe gitmemek için birilerine 100 lira gözümü kırpmadan veririm. sadece uyumak için. nakit 100 lira!

saat çalmasın, uyuyim. 100 lira.

düşün işte, al bide buradan yak.

Şu anki işinden çok sağlam bir zam ve cumartesi çalışmama izni isteyebilirsin. Sana göre çok daha az bir mesafe gitsem de ben trafik sorununu işe 1-1,5 saat erken gidip, bir o kadar erken çıkma konusunda şirketle anlaşarak çözdüm. Müthiş zaman kazandırıyor. Anladığım kadarıyla şimdiki yer bu tür konularda esneklik yapabilecek bir ortam.

tatil tatil tatil

tatil neredeyse sen orada ol! der eski bir hint atasözü.

affetme direk git. gitmeden önce eski yerle de güzel ayrıl. ki her ihtimale karşı dönebilecek yüzün olsun.

yorumlar için teşekkürler. gerçekten içim biraz daha rahatladı. evliyim ve eşim görevi sebebiyle bir ay istanbulda bir ay istanbul dışında. istanbul dışında olduğu zamanlarda sadece haftasonları görüşebiliyoruz. zaten bu yüzden cumartesi çok kıymetli benim için. bunu da en başta linçe uğramamak için söylemiştim :)